20.yüzyılın son çeyreğinde Saddam Hüseyin’in kasıp kavurduğu,sonraki yıllarda Amerikan başkanlarının demokrasi götürerek özgürleştirdiği! ve bugün halen Amerika güdümündeki basiretsiz yöneticilerin yönettiği Mezopotamya coğrafyasına bundan yaklaşık 3800 sene önce İmparator Hammurabi hükmetmekteydi.Sümer ve Akad krallıklarının ardından bölgede etkili olan küçük şehir devletlerinden biri olan Babil’i idaresi süresince bilinen tarihin en eski emperyal güçlerinden biri haline getirdi.Sümer ve Akad uygarlıklarının kalıntılarından yeni ve bölgede uzun süre etkisini kaybetmeyecek bir uygarlığa ilk basamaklarını tırmandırtmayı başardı.Yani eldeki verilerden yaşamının askeri mücadeleler ve güçlü bir devlet teşkilatı kurma çabaları ile geçtiğini çıkartabiliyouz.Hammurabi’nin bu güçlü imparatorluğu ortaya çıkarabilmesi,günümüzde en çok bilinen icraati sayesinde olmuştur.Hammurabi yasaları.
Bize okullarımızda senelerce tarihin ilk yazılı hukuk kuralları olarak öğretilen yasalar aslında bu vasfa sahip değiller.Hammurabi yasalarından önce yine aynı bölgede Ur kralı Ur-Namnu kanun kitabı(M.Ö. 2050),Eşnunna kanun kitabı(M.Ö. 1930) gibi yasalarla bölgeye nizam verilmeye çalışılmış.Hammurabi yasaları da olasılıkla bu örneklerin devamı niteliğindedir.Ancak dünya çapındaki ününün sebebi günümüze kadar korunmuş olması(Louvre Müzesinde sergileniyor)ve 282 maddenin 30’u dışında tamamının biliniyor olmasıdır.Babil Uygarlığında bu yasalar tanrının sözü olarak kabul ediliyorlardı.Akad dilinde yazılan yasaların ilginç bir özelliği 13 numaralı maddenin bu sayının uğursuz olduğu inanışı sebebiyle atlanmış olmasıdır.Görünüşe göre 13 sayısının uğursuzluğunun sebebi 13.havari ya da 1453 yılının rakamları toplamının 13 olması değilmişJ
Aşağıda yazılı olduğu kayanın resmi bulunan yasalardan birkaç örnek şu şekildedir:
30. Eğer bir kabile reisi ya da bir adam evini, bahçesini ya da arazisini terk eder ve ücret karşılığı kiraya verirse ve başka biri onun evinin, bahçesinin ve arazisinin zilyedi olursa ve onları üç yıl süresince kullanırsa onların ilk sahibinin geri dönüp evini, bahçesini ve arazisini geri istemesi halinde ona geri verilmez ve onların zilyedi olan ve kullanan kişi onları kullanmaya devam eder.
102. Bir tüccar yatırım için bir miktar parayı simsara emanet ederse ve simsar gittiği yerde bir miktar zarar ederse ana parayı tüccara vermek zorundadır.
127. Eğer her hangi bir kişi rahibelere (Tanrı’nın kızkardeşlerine) yada her hangi bir kişinin karısına iftira atarsa ve bunu ispat edemezse bu adam hakim huzuruna çıkarılır ve alnı işaretlenir (derisi çizilerek ya da belki de saçı kesilerek).
154. Bir adam kendi kızıyla ensest ilişki içine girerse bulunduğu yerden sürülür.
160. Eğer bir kişi kayınpederinin evine taşınır mal getirir ve karısı için başlık parası öderse ve ondan sonra kızın babası “Sana kızımı vermeyeceğim” derse kendisi ile birlikte getirdiği her şeyi geri götürür.
185. Bir adam bir çocuğu evlatlık alır ve oğlu olarak ona ismini verirse ve onu besleyip büyütürse büyümüş bu çocuk bir daha geri istenemez.
195. Eğer bir oğul babasına vurursa onun elleri balta ile kesilir.
196. Eğer bir adam başka bir adamın gözünü çıkarırsa onun gözü de çıkarılır. [Göze göz]
200. Bir adam kendisi ile eşit olan birinin dişini kırarsa onun da dişi kırılır. [Dişe diş]
199. Eğer bir adamın kölesinin gözünü çıkarırsa ya da kemiğini kırarsa onun değerinin yarısını öder.
209. Bir adam henüz doğmamış çocuğunu kaybedecek şekilde doğuştan özgür bir kadına saldırırsa onun kaybı için on şikel öder.
210. Bu kadın ölürse öldüren kişinin kızı öldürülür.
Yasalarda aile hukuku,ticaret hukuku ve ceza hukuku kurallarına yer verilmiş olup, yasalar oldukça kapsamlıdır.Tarım ve ticaret ile ilgili çok sayıdaki yasa ile ekonomik hayatla ilgili önemli düzenlemeler yapıldığı görülüyor.Genelde yasalarda çok karmaşık durumlar örnek gösterilip,akabinde bu durumda neler yapılması gerektiği anlatılmaktadır(Madde 30).Yasaların koyduğu cezalar ise günümüz koşullarına göre oldukça ağır gözüküyor.Cezalandırmada temel prensip kısasa kısas(Madde 196 ve 200).Ölüm veya herhangi bir organın kesilmesi gibi sert cezaların yanı sıra kişilerin onurlarını zedeleyici,küçük düşürücü cezalandırmalar da bulunmaktadır(Madde 127).Özellikle dikkat gösterilmesi gereken bir diğer ayrıntı da yasaların toplumdaki sınıflara göre düzenlenmiş olması(Köle,özgür,tüccar,rahibe hatta fahişe vs..).Gelişmiş olarak tanımladığımız dünya ülkelerinde yürülükte bulunan modern hukuk anlayışı birçok konuda bağdaşmasa ve bugünkü hukukun yanında basit kalsa da,Hammurabi ve önceki kanun koyucuların yasalarının hukukun gelişiminde çok önemli mihenk taşları oldukları aşikardır.İmparatorluğun uzun yıllar süren etkinliğine ve gücüne bakıldığında,Hammurabi’nin koyduğu yasalar kendi dönemlerinde toplumsal düzeni uzunca bir süre sağlamış görünüyor.